| Vakıf hakkında... Sempozyum Faaliyetler Resimler İletişim...        |  | “Çanakkale, Türkiye’dir.” Projesi 
 
 Son   dönemde, Çanakkale Savaşları kapsamında Türklerin vatanseverliği, bağımsızlık   mücadelesi, misafirperverliği, milli ve kültürel değerleri, kamuoyunun gündemini   yoğun bir şekilde meşgul etmektedir. Bu nedenle, Gelibolu Yarımadası ve   Çanakkale bölgesi, yerli ve yabancı ziyaretçi akınına uğramaktadır. Gösterilen   yoğun ilgi, kamuoyunun doğru biçimde bilgilendirilmesine ve yönlendirilmesine   olan ihtiyacı artırmıştır. Ancak bu ihtiyacın giderilmesi için gerekli altyapı   bir çok açıdan yetersiz kalmıştır.
 
 Bu yetersizliklerin en azından bir   bölümümün giderilmesine yönelik olarak, Çanakkale’ye ilişkin tarihsel, kültürel   ve sosyal zenginliklerin ortaya çıkarılması, Çanakkale’nin ve kültürel   zenginliklerin yurt içinde ve yurt dışında tanıtılması amacıyla “Çanakkale,   Türkiye’dir.” adıyla bir proje hazırlanmıştır. Proje, evrensel, ulusal ve   yöresel değerleri ortaya çıkarma ve yayma amacına da yöneliktir. Proje, beş   aşamadan oluşmaktadır. Bunlar; 1- Disiplinler Arası Çanakkale Kongresi, 2-   Çanakkale Günleri, 3- Çanakkale Tarihi (Telif Eser), 4- Çanakkale Savaşı   Öyküleri Çizgi Romanı, 5- “Çanakkale Türkiye’dir.” Yarışması’dır.
 Projede yer   alan faaliyetlerin bir arada yürütülmesi, sinerji yaratacak ve bu sayede   Çanakkale’nin ve Türkiye’nin zenginlikleri tanıtılacaktır. Proje, beş farklı   faaliyeti içermekle birlikte, konuyla ilgili akademisyenleri, kamu ve özel   sektör yöneticilerini ile sivil toplum örgütlerini bir araya getirmektedir.   Proje bu özellikleriyle, ulusal ve uluslararası düzeyde ilk olma özelliğine   sahiptir. Kongrede sunulacak bildiriler ve Çanakkale Tarihi olarak yayınlanacak   eser, literatüre önemli katkılar sağlayacaktır. Çanakkale Savaşları ile ilgili   bilimsel verilere ulaşılması ise kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini temin   edecektir. Çanakkale Günleri kapsamında gerçekleştirilecek etkinliklerle,   Çanakkale’nin kültürel zenginliği sergilenecektir. Çanakkale Savaşı Öyküleri   Çizgi Romanı ve “Çanakkale Türkiye’dir.” Konulu yarışma ise ise, özellikle   öğrencilerin Çanakkale Savaşı’na olan ilgisini artıracak ve ulusal bilincin   oluşmasına yardımcı olacaktır.
 
 Projede, farklı disiplinlerden   faydalanılması ve farklı kesimlere yönelik olması, projenin yaygın etkisini   artırmaktadır. Projenin tamamlanmasıyla da, kamuoyunun, çocukların, genç   araştırmacıların ve basının konuya olan ilgisi artacaktır. Sonuç olarak,   toplumun önemli bir kesimi projenin herhangi bir aşamasına katkı sağlayacak   ve/veya projeden faydalanacaktır. Böylelikle, Çanakkale’nin tarihsel ve kültürel   değerleri Türkiye’nin önemli bir bölümüyle paylaşılmış olacaktır.
 
 Proje Yürütücüsü:
 Yrd. Doç. Dr. İbrahim Güran Yumuşak
 Proje Yürütme Kurulu:
 Pof. Dr. Ali Akdemir   Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
 Prof. Dr. Sedat Murat İstanbul   Üniversitesi
 Doç. Dr. Mustafa Demir Sakarya Üniversitesi
 Doç. Dr. Mehmet   Bulut Başkent Üniversitesi
 Yrd. Doç. Dr. Mahmut Bilen Sakarya   Üniversitesi
 
 Projenin Adı:
 Proje,   Çanakkale Savaşları’nda şehit olanların ve gazilerin Türkiye’nin her bölgesinden   geldiğinin anımsatılması, Çanakkale Savaşlarının Türkiye Cumhuriyeti’nin   kuruluşunda önemli bir role sahip olması ve Çanakkale’ye ilişkin her türlü   tarihsel, kültürel ve sosyal zenginliğin tüm Türkiye ile paylaşılmasına yönelik   olduğu için, adı “Çanakkale, Türkiye’dir.” şeklinde belirlenmiştir.
 
 Projenin Amacı:
 Çanakkale’ye ilişkin tarihsel,   kültürel ve sosyal zenginliklerin ortaya çıkarılması, envanterinin   oluşturulması, yayınlanacak eserler ve düzenlenecek programlarla Çanakkale’nin   ve kültürel zenginliklerin yurt içinde ve yurt dışında tanıtılması, son dönemde   yoğun biçimde gündemde yer alan Çanakkale Savaşları hakkında kamu oyunun   bilimsel veriler ışığında ve doğru biçimde bilgilendirilmesi amaçlanmıştır.
 
 Projenin İçeriği:
 Proje, beş aşamadan   oluşmaktadır. Bunlar;
 1- Disiplinler Arası Çanakkale Kongresi,
 2-   Çanakkale Günleri,
 3- Çanakkale Tarihi (Telif Eser),
 4- Çanakkale Savaşı   Öyküleri Çizgi Romanı,
 5- “Çanakkale Türkiye’dir.”   Yarışması’dır.
 
 Projede yer alan faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde,   başta akademisyenler olmak üzere konuyla ilgili faaliyet gösteren her türlü   kurum ve kişilerden faydalanılacak ve işbirliği sağlanacaktır. Disiplinler Arası   Çanakkale Kongresi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin katkılarıyla,   Çanakkale Günleri Çanakkale Valiliği ve resmi-sivil kuruluşlarla işbirliği   sağlanarak, “Çanakkale Türkiye’dir.” yarışması ise İstanbul Valiliği ve İl Milli   Eğitim Müdürlüğü’nün izin ve katkılarıyla yürütülecektir. Projede yer alan   faaliyetlerin bir arada yürütülmesinde temel amaç, her faaliyetin diğerlerine   yapacağı katkılarla bir sinerji yaratılması, faaliyetlerin her birinin yerel,   ulusal ve dış basında yer alması, ve bu sayede Çanakkale’nin ve kültürel   zenginliklerinin tanıtılmasıdır.
 
 Projenin   Özgünlüğü:
 Proje, beş farklı faaliyeti içermekte, ayrıca konuyla   ilgili akademisyenleri, kamu ve özel sektör yöneticilerini ile sivil toplum   örgütlerini bir araya getirmektedir. Proje bu özellikleriyle, ulusal ve   uluslararası düzeyde ilk olma özelliğine sahiptir. Ayrıca, kongrede sunulacak   bildiriler ve Çanakkale Tarihi olarak yayınlanacak eser, literatüre önemli   katkılar sağlayacaktır. Çanakkale Savaşları ile ilgili bilimsel verilere   ulaşılması ise kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini sağlayacaktır. Çanakkale   Savaşı Öyküleri Çizgi Romanı ve “Çanakkale Türkiye’dir.” Yarışması ise,   özellikle öğrencilerin Çanakkale Savaşı’na olan ilgisini artıracak ve milli   bilincin oluşmasına yardımcı olacaktır.
 
 Projenin   Yaygın Etkisi:
 Proje, evrensel, ulusal ve yöresel değerleri ortaya   çıkarma ve yayma amacına yöneliktir. Projede, farklı disiplinlerden   faydalanılması ve farklı kesimlere yönelik olması, projenin yaygın etkisini   artırmaktadır. Projenin hazırlanması ve uygulanmasında, akademik çevre, kamu ve   özel sektör, sivil toplum örgütleri, araştırmacılar, yazar ve çizerler katkı   sağlayacaktır. Projenin tamamlanmasıyla da, kamuoyunun, çocukların,   öğrencilerin, genç araştırmacıların ve basının konuya olan ilgisi artacaktır.   Sonuç olarak, toplumun önemli bir kesimi projenin herhangi bir aşamasına katkı   sağlayacak ve projede yer alan faaliyet ve ürünlerden   faydalanacaktır.
 
 Projenin   Uygulanabilirliği:
 Projenin yürütücüsü, Proje Yürütme Kurulu, Kongre   Bilim ve Danışma Kurulu, Çanakkale Tarihi Editörü ve Yayın Kurulu üyeleri   projenin her bir aşamasını yürütecek niteliğe ve tecrübeye sahiptirler. Proje   yürütücüsü, Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi’nin oluşumunda ve yapılmasına   önemli katkılar sağlamış, I. ve II. Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi’nin Bilim   Kurulu Üyeliği, Yürütme Kurulu Üyeliği ve Sekreterliği yapmış, kongrenin   tüzüğünü hazırlayarak ve kongre genel sekreterliğini yürüterek kongrenin   kurumsallaşmasını temin etmiştir. Halen IV. Kongre takvimi işlemekte olup, V.’si   için İstanbul Ticaret Üniversitesi ile protokol yapılmaktadır. Proje yürütücüsü,   yine Çanakkale ile ilgili formal ve informal bir çok faaliyeti yürütmekte olup,   Çanakkale Vakfı’nın da kurucuları arasındadır. Çanakkale Tarihi Editörü, Sakarya   Tarihi Editörlüğü’nü başarı ile gerçekleştirmiş ve bu çalışma 2 cilt halinde   yayınlanmıştır. Çanakkale Savaşı Öykülerini içeren çizgi romanın çizeri ise, bir   çok yayınlanmış esere sahiptir.
 16 aylık süre, projenin tamamlanabilmesi için   yeterli bir süreyi içermektedir. Projenin her bir aşaması için gerekli süreler   ve takvim belirlenmiştir.
 Projenin gerçekleşmesi için gerekli alt yapı,   projenin sahibi Çanakkale Vakfı tarafından temin edilecek veya işbirliği   içerisinde bulunulan kuruluşlar tarafından sağlanacaktır. İlgili kuruluşlarla ön   görüşmeler tamamlanmış olup, projenin başlamasından önce her bir kuruluşla   protokol ve anlaşmalar yapılacak veya bilgilendirme sağlanacaktır.
 
 Projenin Süresi:
 16 Ay (1 Temmuz 2005 – 1 Aralık   2006)
 1- Disiplinler Arası Çanakkale Kongresi 1 Temmuz 2005- 20 Mart   2006
 2- Çanakkale Günleri 1 Eylül 2005 – 20 Mart 2006
 3- Çanakkale Tarihi   (Telif Eser) 1 Temmuz 2005 – 1 Aralık 2006
 4- Çanakkale Savaşı Öyküleri Çizgi   Romanı 1 Temmuz 2005- 1 Mart 2006
 5- “Çanakkale Türkiye’dir.” Yarışması 1   Kasım 2005- 17 Mart 2006
 ŞİİR ve KOMPOZİSYONLAR BİR SİPERDE BÜTÜN  ANADOLU Bıçak sırtı bir zamandı...Vatanın ciğerinde yılan dilli bir hançer.
 Çanak kırılmış, kale kuşatılmıştı.
 Uzun zamandır diş bileyenler köşelerinde
 Sırtını sıvazlıyordu yeleli küheylanlar yerine
 Çelikten zırhlara sarınmış cücelerin
 Bir de kanadı kırık, mazlum kölelerinin.
 Tedirgindi yıldızlar top ve gülle sesinden.
 Toplar titriyordu mahçup ve derinden
 Kan rengi bir çiçek açıyordu toprakta.
 Bıçak sırtı bir zamandı...Bir siperde buluştu bütün Anadolu.
 Kimi köyünde, kimi ilinde koyup yarini
 Beşikte bebesini, çileli anasını
 Akın akın cepheye koştu.
 Kimi mektepli, kimi yoksul bir rençper.
 Tekirdağlı Halil, Antepli Hasan, Bayburtlu Ömer
 Omuz omza, sırt sırta
 Tek yumruk, tek yürek, tek bir isim oldu.
 Kimi Urfalı, kimi İstanbul
 Kimi Adanalı, kimi Erzurum.
 Aydınlısı, Vanlısı, Trabzonlusu
 Aynı duada, aynı kıblede buluştu.
 Bir avuç kuru üzüm, bir kuru ekmeği
 Bir yudum suyu paylaştılar kardeşçe.
 Vatan uğruna, özgürlük uğruna,
 Namus uğruna vurdu, vuruldu.
 Bir rüzgar esti ki toprak ürperdi sesinden.Ekmek yok, mermi yok, ümit tükendi derken,
 Anafartalar’dan bir rüzgar esti bütün cepheye;
 “Size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!”
 Duyar da durur mu Mehmedim hiç?
 Sel oldu, fırtına oldu.
 Bir gül gibi düştü toprağa.
 Dayanamadı yıldız, hilale girdi.
 Batı’da batan gün, Doğu’da yeniden doğdu.
 Bir karış toprakta kavuştu bütün Anadolu
 Telli duvaklı bir düğün kurdu.
 NİHAL TAŞTEKİNMALTEPE KADİR HAS ANADOLU LİSESİ
 KATEGORİ   : ŞİİR
 DERECE        : BİRİNCİ
 RUMUZ         : 57.  ALAY
  ÇANAKKALE SIRTINDA  TÜRKİYE Çanakkale sırtlarında bir tepeTepenin üstünde askerler
 Yorgun, bitkin, susamış ve uykusuz
 Yarı açık gözleri, ağızları kuru
 On dört yaşında bir oğlanYüreği heyecan ve umut dolu
 Bekliyor ek bir an için
 Saçları karışmış, yüzü solgun
 Çanakkale sırtlarında bir sabahBüyük bir vurgun, tek bir hedef
 Tüfekler hazır, askerler bekliyor
 Gözleri hüzün dolu, bakışları umut
 Altmış yaşında bir dedeSonu bekliyor korkusuzca
 Bakıyor ufka, yaklaşan düşmana
 Kırışmış alnı, aklında tek bir soru
 Çanakkale sırtlarında bir mezarYatıyor günbatımına karşı
 Başında bir çiçek, bir damla toprak
 Taşı dik, başı dik ve sonu yok
 Bir Anzak, yeri belli değilNeden gelmiş, neden ölmüş
 Kafası karışık, uzak memleketi
 Gözlerinde merak, yüreğinde beklenti
 Çanakkale sırtlarında Türkiye Uzanıyor başı dik
 Umut, heyecan, sevinç dolu
 Yürüyor geleceğe doğru
 EMRE ERBİRERÖZEL S.GEORG AVUSTURYA LİSESİ
 KATEGORİ   : ŞİİR
 DERECE        : İKİNCİ
 RUMUZ         : SİPER
 KAVUŞMA Güneş batıyorKan denize karışıyor
 Yunus dinleniyor; aman,dinliyor.
 Mevlana, sema eyliyor
 Ay yarılıyor
 Yıldızlar kayıyor
 Ak kar kana boyanıyorKızılırmak kan ağlıyor
 Sarı zeybek gürlüyor
 Dadaşa dar geliyor bar
 Efeler çağlayan gibi geliyor.
 Çanakkale’den sıra dağlarToroslar sallanıyor
 Himalaya inliyor
 ‘İkbal’den kan ve göz yaşı dökülüyor.
 Erenlerle yaren olmuşSivaslı bir can,
 Urfa’lı bir ceylan
 Çanakkale dağlarında vuruluyor.
 Isparta’da güller kan saçıyorBir can Çanakkale’de düşüyor
 Gecenin ayazında
 Bir annenin yüreği yanıyor
 Gök kubbe yarılıyorBir turna selam götürüyor
 Analar vayy diyor,
 Yarlar oyy diyor,
 Güneş batıyor,
 Yıldızlar kayıyor,
 Ay ortasından yarılıyor,
 Ay’dan bir gül tebessüm ediyor,
 Yerdeki yıldızlar gökteki yıldızlara karışıyor.Bir can düşüyor,
 Bir kan üşüyor,
 Yerdeki yıldızlar
 Gökteki yıldızlara karışıyor.
 F. MURAT AKPINARÖZEL SULTAN FATİH KOLEJİ
 KATEGORİ   :  ŞİİR
 DERECE        : ÜÇÜNCÜ
 RUMUZ         : YİĞİDO
 TER DEĞİL SAÇIMDAKİAteşle oydular neydiAteşle oydular kalbimi
 Melekler biner kar tanelerine
 Beyaz atlı melekler işte
 Düşerler omzuma, üflerler ruhuma
 Ağlardım bazen
 Öperdi beni melekler
 Ayaklarım yalınayak,
 Öper ayaklarımı toprak
 Ateşle oydular, neydi
 Ateşle oydular kalbimi
 Derler bundan kötüsü neydi
 Ateşle oydular beni...
 Ter değil saçımdaki
 Bir gecede ihtiyarladı başım, yedi yaşındayım
 Ne yaptım ki öptün alnımdan efendim
 Bir avuç naşım...
 Çekti içine ruhumu melek
 Rüzgar dözdü sandım, annem öptü sandım
 Beyaz atlı melekler işte
 Meyzen gelip verdiler beni
 Atlı gelip aldılar beni
 AYŞE EKŞİKURTKÖY LİSESİ
 KATEGORİ   : ŞİİR
 DERECE        : JÜRİ  ÖZEL
 RUMUZ         :  KARDELEN
 ÇANAKKALE YİĞİTLERİ Gecenin sessiz, sinsi karanlığı,Bu karanlığı bozan, parlayan yıldızları
 Zafer için çıktı yola, genci,yaşlısı, kadını…
 Her birinin göğsünde Allah, Peygamber aşkı.
 Ak saçlı, elleri kınalı analar semaya dua etti,
 Onlar vatan evladı, onlar birer yiğitti
 Ağızlarında bir söz “Vurulursak şehit, yaşarsak gazi!”
 Korkusuz erler! Böyle kurtardılar Çanakkale’ yi
 Kimi Konya’ dan, kimi Van’ da, kimi İstanbul’dan geldi.
 Hepsi birer gül, hepsi candan değerliydi.
 Bıraktılar çocuklarını, ocaklarını, yurtlarını
 Önemli olan “namahremden” korumaktı vatanı.
 İşte Bursalı, karagözlü kıvırcık Ali,
 Her şeyden önemliydi sevdiği,
 Fakat girmiş düşman yurdumuza,
 “Vatan yardan önemlidir” dedi çıktı savaşa
 Hasan’ la Hüseyin mektepte okurlardı
 Bitlis’ te okuyup, alim olacaklardı
 Lakin kader onları Çanakkale’ de karşılaştırdı.
 Aynı safta, omuz omuza düşmanla çarpıştırdı.
 Çanakkale’ de aslanlar, vatanı savunmakta;
 Bakın bir kurşun geliyor Antep’ li Yusuf’a,
 Kalbi imanla dolu yiğit oğluna,
 O oğul li; “vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatmakta”…
 Uyanıyor, yarı baygın Seyit Onbaşı,
 Tadıyor zalimin yaptığı bu acıyı.
 Yüreğindeki öfkeyle, gülleyi kaldırdı.
 Sanki düşman gemisini vuran,
 Gülle değil Seyit Onbaşıydı.
 Bu sefer bir top Mehmet, Ahmet, Ömer yan yana,
 Zulmün o soğuk sesi ile düştüler toprağa.
 Yılmadı Mehmet kalktı ki; bir kolu yok ortada,
 Aldırış etmedi, atıldı alevlerin arasına,
 “Allah” diye haykırarak veda etti dünyaya.
 Çakmak çakmak gözleri Arif ayet okumakta:
 “Onlar Rabb’leri katında diridirler” şimdi anlamakta.
 Belirsiz kalleş kurşun deldi geçti Arif’ i
 Kalbinden vurulan şehidin niye güldüğünü kimse bilemedi.
 Çanakkale geçmişe ibret, geleceğe örnek kaldı.
 Orada bir insanlık tarihi vardı.
 Çanakkale, şehitlerin kanıyla sulandı.
 Kirletilmiş vatanı bu şehitler yıkadı.
 “Biz şanlı Türk Milletinin torunlarıyız”
 Dedelerimizin bıraktığı bu kutlu mirası,
 Kanımızın son damlasına kadar koruyacağız…
 S.HACER UZUNEYÜP ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
 KATEGORİ   : ŞİİR
 DERECE        :  MANSİYON
 RUMUZ         : HİLAL
 ÇANAKKALE BİZİM Soğuk gece... Deniz rüzgarları altında toprak soluklanıyor.  Kan alıyor, gam veriyor... Kızıl olmuş deniz ahal coşkun... Yabancı gemileri  koynuna almış, Çanakkale mahçup.. Dalgalar şahlanmada. Zaman geleceğin  getireceklerinden korkarak yürüyor. Gün ağarıyor, gün batıyor. Çanakkale bizim.Uzakta küçük bir köy, düşman postallarının çiğneyemediği  temiz bir köy...Bir ihtiyar dua ediyor. Oğullarını, torunun kardeini verdiği  umudum, canım, namusun dediği Çanakkale için, Çanakkale’ye gitmek için...
 Karlı yollarda bir kağnı. Arkasında bir kadın. Sıcak  yüreğinde soğuk savaşı ağırlamış. Kağnısında battaniyelere sarılı top  mermileri, cepheye götürülecek... Cephe uzak, ölüm yakın ve Çanakkale bizim.
 Düşman dört bir yandan saldırmış. Bir kol kalmış son umut.  Altı asırlık devletin son çığlığı. Milletin hep beraber haykırdığı özgürlük  yemini, tek şahidi Çanakkale.
 Temiz dudaklar yudum yudum içerken şehitlik şerbetini, ölüm  getiren bombalar atıyor düşman. Düştüğü yere ölüm saçan kara tabutlar, toprağı  delik deşik ediyor. Çanakkale hala bizim.
 Silah sesleri, kan, kol, bacak... Kıyamet kopuyor...  Çanakkale mahşer, gün uyuyor düşman uyanık, iki yakalı Çanakkale birbirine  hasret. Kan dolmuş yüreğine Çanakkale’nin yine de bizim kalacak...
 Süngülerin ucuna yürek takıldı mı dünya gelse ne fayda.  Çanakkale’de bir millet var, var olma mücadelesi veriyor. Ve Çanakkale taşıyla  toprağıyla mücadeleye yardım ediyor.
 Nusret Mayın Gemisi, yırta yırta boğazın sularını ilerliyo.  Çanakkale bu kez açıyor sularını Nusret’in önünde... Çanakkale bir kedi  uysallığıyla saklıyor mayınları. Çanakkale bizim kalıyor.
 Elazığlı Ahmet, Yemenli Ali, Trabzonlu Hasan, Manisalı Orhan  ve bir çok aslan. Anadolu’dan Afrika’dan Irak’tan. Her şeyini almış, canını  almış da gelmiş. Çanakkale bizim kalsın diye.
 Seyid Onbaşı kaldırırken bombayı Uyvar önünde Türk kadar  güçlüydü. Değil bombayı, üzerinde bulunduğu Çanakkale toprağını kaldırması  gerekse bunu da yapardı. Kaldırır atırdı Çanakkale bizim kalsın diye.
 Ve Anafarta’nın dünyaya ışık saçan sarı çiçeği. Ölmeyi  emreden kumandan...O ki ölümü mavi gözleriyle korkutan kumandan. Attığı her  adımda Çanakkale titriyor... Mustafa Kemal Paşa “ÇANAKKALE BİZİM” diyor...
 Yabancı bir asker esir düşmüş, titriyor... Osmanlı’yı barbar  demişler. Onu barbar sanıyor. Vurulmuş bacağından Çanakkale toprağında. Geliyor  Türk askeri. O geldikçe beriki titriyor. Türk askeri gelir gelmez vuruluyor bir  anda. Gömleğini yırtıyor Türk askeri koyuyor Anzak’ın yarasına. Anzak şaşkın.  Asker kendi yarasına da toprak basıyor. Onca yıldır barbar bildiği Türk askeri  hak ettiği değeri buluyor. Ve Anzak da anlıyor gerçek kahramanın kim olduğunu.
 Bir kısmı anıtlara alınmış, öbür kısmı toprağa taşmış  askerler artık yok. Deniz dalgalarıyla geçmişi alıp, kıyıya ümitleri vuruyor.  Varsın deniz kızıl olmasın, yere bomba düşmesin.. . Yer gök gerçekelri  unutmayarak susmuyor, haykırıyor. Tarihe sığmayan kahramanlar. Onlar,  kanlarının bedelini, destanlaşan kahramanlıklarını, tarihten zafer olarak  aldılar...
 ÇANAKKALE... O BİZE AİT VE EBEDİYEN DE ÖYLE KALACAK...
 YÜSRA BETÜL MEDİKÖZEL ÇINAR İLKÖĞRETİM OKULU
 KATEGORİ   :  KOMPOZİSYON
 DERECE        : BİRİNCİ
 RUMUZ         : ÇINAR
 GURUR KOKAN TOPRAKLAR             Siz hiç Çanakkale’  ye gittiniz mi? Denizin o kan kokan kırmızısına dalıp, o maviliğe kırmızı hüznü  salan şehitlerimizi düşündünüz mü? Ya da gecenin bir yarısında Karanlığın içinden  gelen, vatanı uğruna hayatını veren insanların sesini duydunuz mu? Ben duydum.  İçinizde öyle derin fırtınalar kopuyor ki; gözlerinize anlamını bilmediğiniz  çiğ taneleri düşüyor. Belki ağlıyor, belki kahroluyorsunuz ama o her adım  atışında üstlerine bombalar, kurşunlar, şarapnel parçaları yağan şehitleri  düşündüğünüzde yüreğiniz bir parça daha eriyor.Neden bu kadar acı sözler düşüyor  dudağımdan kalemime? Eğer o savaşta, o yiğitler göğüs gerip o kurşunlara,  yüreklerinden kocaman surlar örüp kazanmasalardı o savaşı, o zaman işte o zaman  bizde olmazdık. Belki ayrı ayrı devletlerin himayeleri altına girip bu günkü  hürriyet, özgürlüğü yakalayamazdık; çünkü Çanakkale Türkiye’ nin geçiş noktası.  Çanakkale’nin elimizden alındığını bir düşünsenize! Tanımadığımız insanların  Türk topraklarını kazanması ve özgürce “ burası benim” dediğini. Onlarca Türk’  ün, dedelerimizin, atalarımızın ve sırtında kurşun taşıyan eşlerine,  yavrularına ve en önemlisi vatanına bir parça yardımı bulunmasını isteyen o  analarımızın kanlarıyla sulanmış topraklarımızın bir başkasına ait olmasını…  düşünmesi bile korkunç! İnsanın içine en derinden kurşunlar yağıyor sanki.  Yüreğim bir nebze daha parçalanıyor içimde. Kendi kendime diyorum ki: “ O  savaşta mağlup olsaydık, şimdi bu bağımsız topraklar bizim olur muydu? Kendi  vatanımıza emanet toprakların üstünde yürümez miydik? Düşmanlarımız, önce  Çanakkale’yi sonra İstanbul’ u ve sonra… O kadar ağır bir savaştan belki tüm  Türkiye…Ama Türk Askeriydi onlar! Verir miydiler bu vatanı el oğluna? ‘Hayır’…  Allah Allah, diye inliyen sesleriyle savundular bu toprakları…”
             İşte  böyle düşündükçe Çanakkale’ yi; acaba kırmızıya çalmasaydı deniz, bu kadar  hüzünlü dans etmeseydi yapraklar rüzgarla ve kanla sulanmasaydı bu toprak,  değerini bilir miydik? Titremezdik, sanki sıradan bir yermiş gibi gelirdi.  Aslında Türkiye’ nin her yeri gurur kokan topraklarla örtülü değil mi? Dünden  bu güne onlarca savaş olmadı mı? Vatan uğruna bu topraklar, kanla sulanmadı mı?  Doğudan batıya onca insan şehit olmadı mı?             Onlar  öyle onurlu ve gururluydular ki, yüreklerinin tam ortasında demirden ateş  topları saplansa bile yüzlerinde vatanı uğruna can vermenin sevincini  taşıyorlardı. Ey Türk Askeri! Sen ki cephenin ardında nasır tutan elerinle  savaşırken, onlar neden savaştıkların bile bilmiyorlardı. Çanakkale yakılıp  yıkılırken ve üstümüze bombalar yağarken düşmana inat, kadere inat ve gözlerini  kaparken kırmızı yağmurlar altında ölüme inat, yeni bir zafer kazanmanın  sevinciyle dört elle sarıldın toprağına. İçine çekerken deniz kokusunu gözlerin  doldu. Belki alınyazından, belki yeni doğmuş bebeğinin hayalinden…Ama baş  eğmedin.             Ey  Anadolu’ nun her tarafından gelip bu topraklarda yatanlar, gözünüz arkada  kalmasın. Biz bu aziz vatanı, ister gecenin kör karanlığında ister alaca  şafakta olsun, kimselere bırakmayacağız. Çanakkale aslımızdır ve biz aslımızı  unutmayacağız.      YAĞMUR ALBAYRAKG.O.PAŞA YILDIZTABYA İLKÖĞRETİM OKULU
 KATEGORİ : KOMPOZİSYON
 DERECE : İKİNCİ
 RUMUZ : TUANA
 İSTİKLAL UĞRUNDA YA İSTİKLAL YA ÖLÜM              Çanakkale ne bir  destan ne de bir efsane O bir gerçek. İsimsiz kahramanların toprağı. Bucak  bucak yurdun her köşesinde tek bir amaç uğrunda ölemeye gelenlerin vatanı.  Bağımsızlığı atardamarı sayanların, eşitliğe adalete aşıkların cenneti. Cumhuriyetimin  altın anahtarı Çanakkale, Çanakkale’m…             Çanakkale  bir anahtardın ya sen Türklerin istiklaline açılacak, ya da düşmanın kolundan  teslim olduracak. Ya özgürlüğü tattıracaktın yurduma ya da karartacaktın  Dünyamızı büyük kara bulutlarla.             Dünya  savaşı kapımızı çalana kadar rahattı Gelibolu’n, Arıburnu’n, Anafarta’n.  Rahattı Osmanlı, rahattı padişah…Gelipte dayandı mı felaket, bir atardamarın  kadar yakın, o zaman sineye çekildi Osmanlı, sineye çekildi padişah. Gelibolu  sessiz, olacaklarda habersiz, halkın tedirgin, rahatsız…             Ne  zaman gemileri aldı Osmanlı, ne zaman gemiler bombaladı Rusya’ yı, ne zaman  Osmanlı savaşa girdi, işte o zaman torak uyandı, ağaç uyandı, gök uyandı, halk  uyandı. Hasta adam savaşa girdi. Şahlandırdı Atatürk özgürlüğün atını… Ama  bilmiyordu daha dünya Türkler’in  gücünü.  Ata binipte kılıç kuşandıklarında nasıl şahlandıklarını, yeri göğü inleten  savaş alanlarını, bağımsızlık aşklarını bilmiyorlardı. Bilmiyorlardı Türk’ ün  yüzyıllık vatanını, bu kadar kolay bırakmayacağını bilmiyorlardı ve  Çanakkale’nin geçilmez olduğunu…             18  Mart günü dayandığında kapıya, yurdun her köşesi, doğusu, batısı , kuzeyi,  güneyi bir oldu tek yürek, tek can, tek kılıç koştu Çanakkale’ye. İnsan için en  önemli varlığı canıdır ya hani, onlar o canı Çanakkale’ nin alacağını bile bile  sadece tek düşünce “Vatan Sağ Olsun” diye gittiler. Damarında asil Türk kanı  taşıyan hiçbir Türk, Anadolu’ da kalmadı. Hepsi Çanakkale’ ye Mustafa Kemal’ in  yanına, bağımsız Türk Cumhuriyeti’nin kapısına koştular. Üniversiteler boşaldı,  ev bark boşaldı. Gelibolu, Anafartalar, Conkbayırı canlandı. Kurtarıcılarını  gördükçe canladı. Toprağını, havasını, suyunu onlara adadı. Laleler açtı.  Uzatıp boynunu kana çiçekleri, hesaplayamadı bile metrekareye kaç mermi  düştüğünü. Üzerine düştü tek tek Ali, Ahmet, Hasan, Mehmet. İsterdiki laleler,  düşen bedenlere değil O yiğitlerin sevgili saçlarına takılsın… Karışmasın  kokusu kan kokusuna…Mektuplarda dolaşsın.             Yarım  kaldı nameler, söylenememiş sözler yarım kaldı. Duvaklar kalktı sandığa, okul  bahçeleri boşaldı. Tınmadılar. Özgürlüğün şiirini okuyacaktı koca vatan, bir  ağızdan.             Kana  doymayan topraklarda kağnılar ilerliyordu. Üzerinde yattı mermilerle bebeler  yan yana. Anaların güçlü kollarında taşındılar. Yürekleri öyle güçlüydü ki  anaların, düşman değil onun ecdadı gelse ezilirdi altında bu yüreğin.             Daha  nice aslan dokundu savaşın kaderine. Nasıl da kaldırdı o topu gövdesiyle Seyit  Onbaşı…Başının üstünde taşıdığı inanç, Mehmetçiğin inancı, topun ağırlığından  baskındı.             Düşman  bilmiyordu nedenini. Anzak anlamıyordu kimlerle ve neden savaştığını,  şaşkındılar. Önce öğrendiler, savaşta onuru Türklerden. öğrendiler aslında  hayallerinin onlarla bir olduğunu. Bir sevgili, bir yuva, çocuklar belki. Hangi  ülkede hangi dilde olursa olsun özlemler aynı, türkülerdeki yakarışlar aynıydı.  Yan yana yatan iki beden…Biri Anzak, biri Türk ikisinin de yaşı on beş.  İkisinin de sol göğsünde bir mektup, yazılmış sevgiliye. Ucu kana bulanmış  resmi. Biri Mary, biri Ayşe.             İşte  böyle yazıldı. O ne bir destan, ne bir şiir, ne bir öyküydü…O, bir inanç, o bir  gurur, o bir haykırış bir çığlıktı…Uçurum kenarında yankılandı, büyüdü, büyüdü,  Çanakkale’den Ulusa, Ulus’ tan tüm Cihan’ a haykırdı.             “Ben  Türk’üm. Onurum üstünde oturduğum topraktır. Dünya var oldukça gözlerde  ışıklanan, kalplerde şavkı istiklalin, dudaklarımızda adı Mustafa Kemal’ in  haykıracağım.” Ne mutlu bu millete, ne mutlu Türk’üm diyene!... DERYA BURCU GÜLENCELAL AVŞAR İLKÖĞRETİM OKULU
 KATEGORİ   :  KOMPOZİSYON
 DERECE        : ÜÇÜNCÜ
 RUMUZ         : AYYILDIZ
   |  |